DİĞER
"Hisar belki de çocukluğunun geçtiği ve kendisinin en ince detaylarına kadar anlattığı yalısına yönelmişti Göksu üzerinden. Önceleri abartı ve başarısız soyutlama olarak düşündüğüm Boğaziçi Yalıları’na artık başka türlü bakıyordum. Bu duygular içinde küçük kitabı tekrar okudum..."
“Öteki” olmaya karşı çıkarken baskın kültürü sorgulayacak mıyız, kendi sesimizi duyurmak için farklı yollar deneyecek miyiz yoksa buna ayak mı uyduracağız?
Selim İleri'nin geçtiğimiz ay yayınlanan Kumkuma adlı romanı “Silkindi” diye başlıyor... Anlatılan kişinin “Abdülhak Hâmid”, yâni “Şair-i Âzam” ya da yazarın tanımıyla “Ulu Şair" olduğunu öğreniyoruz
Abdülhak Şinasi Hisar'ın Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri adlı metinlerinde ısrarla vurguladığı ve “medeniyet” biçiminde tarif ettiği o hayat, hakikaten Hisar'ın ileri sürdüğü gibi millî midir?
Modern edebiyatın başlangıcına dair şecerelerin vazgeçilmezi Namık Kemal, yeni bir edebiyatın başlangıcını meşrulaştırmak için öncelikle zemini hiçleştirir. Ancak yabancı bir edebiyatı model alarak yeni bir edebiyat başlatmak nasıl meşrulaştırılacaktır?
Midhat Cemal Kuntay'ın Divan edebiyatı üzerine 1 Aralık 1949 tarihinde Vakit'te yayımlanan yazısı "Klişe" dosyamız kapsamında K24'ün Evvel Zaman sayfalarında...
Türk şiirinin melankolik şairi Ziya Osman Saba’nın dergilerde unutulmaya terk edilmiş yazıları, söyleşileri yeniden kitaplaştırıldı. “Müzmin huzursuz” artık o çok özlediği “ahrette” huzur içinde...
© Tüm hakları saklıdır.